Postür, tanım olarak insanoğlunun iki ayağı üzerinde sabitken veya hareket halindeyken dik durabilmesidir.
Postür, tanım olarak insanoğlunun iki ayağı üzerinde sabitken veya hareket halindeyken dik durabilmesidir. İnsanın dengesi ayakta veya hareketli iken bozulmaz. Bir kişi bir zeminde ayakta durabiliyorsa ve içinde bulunduğu çevre ile uyumlu bir konumlanma içindeyse, hareket ederken veya hızlandığında dengesini kaybetmiyor ise bunun sebebi postüral sistemdir.
Postüral sistemin ana veri sağlayıcılarından en önemlisi ayak tabanı derisindeki belli bir noktada yoğunlaşan sensörler yani tıptaki adı ile kutanöz mekanoreseptörlerdir.
Daha sonra retina, kas iskelet sistemi ve derideki reseptörler, vestibüler sistem, alt ve üst çene arasındaki ilişki ve dişlerin tam kapanışı da postüral sisteme veri sağlayan yapılardır.
Ayak tabanında belli noktada yoğunlaşan sensörler çeşitli kas iskelet sistemi hastalıkları, nörolojik hastalıklar veya yaşa bağlı olarak regresyon (gerileme ve bozulma )gösterebilir. Bu gerilemenin muayene ile tesbiti sonrası, bozukluk bulunan her yaştaki kişiye tedavi yapılmalıdır.
65 yaş üstünde ise tüm insanlarda ayak tabanındaki sensörler gerileme gösterir. Bu nedenle sensörlerin tekrar canlandırılması için özel tabanlıkların kullanılması gerekir.
Bu tabanlıklar yeterli süre kullanıldığında sensörler tekrar programlanmış olur, Denge ve Postür iyileşir ve düşme riski azalır.
Bu tabanlıklar, dünyada birçok yerde kullanılan ortopedik tabanlıklardan tamamen farklı bir amaçla, nörolojik yolları kullanarak postürü yeniden programlama için kullanılır.
Bunlara “postüral tabanlık” denir ve iki yıl hem evde hem de dışarıda kullanmaları gerekir.
Postürümüze en olumlu etki eden maddelerden önde geleni de egzersiz yapmak ve fiziksel olarak aktif olmaktır. Omurga çevresindeki kasların kuvvetli olması dengemize fayda eder ve boyun bel sırt ağrılarımızı da azaltır.